Ekonomi

Okulu Bırakıp Aç Okula Giden Çocuklar: Eşitsizliğin Arttığı Eğitimde Ekonomik Sorunlara İlişkin Rapor Yürek Kırıcı

‘Ekonomik Krizin Eğitim Maliyeti’ raporu, İstanbul Planlama Ajansı (IPA) Kentsel Gündeme Genel Bakış serisinde yayımlandı. Raporda, eğitimde eşitsizliğin artmasından, yoksul ailelerin çocuklarının yoksulluğun artmasıyla eğitimden uzaklaştırılmasından, öğrencilerin okula aç gitmesine kadar pek çok veri paylaşıldı.

Kaynak:https://ipa.istanbul/wp-content/uploa…

IPA’nın “Ekonomik Krizin Eğitim Maliyeti” raporunda, Türkiye’deki okullaşma bilgileri kriz alanlarıyla birlikte uluslararası göstergelerle karşılaştırılarak değerlendirildi.

Araştırma kapsamında ekonomik krizin eğitime erişim üzerindeki etkisi, Türkiye genelinde ve İstanbul özelinde saha araştırmalarından elde edilen veriler ve gözlemlerle incelendi.

Yüksek enflasyon ve yaşam pahalılığının, ailelerin temel ihtiyaçlarının yanı sıra eğitim ve sağlık giderlerinden de vazgeçmesine yol açtığı görüldü.

Raporda öne çıkanlar şöyle oldu:

  • Kamunun eğitim yatırımlarının daralması,

  • Eğitimcilerin özlük hak ve menfaatlerinin gerektiği gibi geliştirilememesi,

  • Öğretmen atamalarının yeterli sayıda ve adil kurallara göre yapılmaması ve öğretmenin pahalı öğretmen emeğinin yükünün altına girmesi,

  • Kamu eğitim binalarının fiziki koşullarının gerektiği gibi iyileştirilmemesi ve bina sayılarının artırılmaması,

  • Eğitim sistemindeki sık değişiklikler ve diğer bazı bilinçli politik uygulamalar sonucunda

Kaliteli eğitime erişim ve eğitimde başarı, giderek özel okulları tercih eden üst orta sınıf ailelerin çocukları ile sınırlı kalıyor. Eğitim tablosunda yüksek maliyetlerle hizmet veren özel okullar ile masrafları çoğunlukla öğrenci ve veli tarafından karşılanan devlet okulları arasındaki farkın arttığı gözlendi.

Kamu kemer sıkma eğitimden başladı.

Eğitim bütçesinin GSYİH içindeki payı 2016 yılında yüzde 4,21 iken 2023 yılında yüzde 3,48’e düşerken, merkezi yönetim bütçesinde eğitime ayrılan pay 2016 yılında yüzde 19,24 iken 2023 yılında yüzde 14,53’e geriledi.

Benzer şekilde MEB yatırımlarına 2022 yılında merkezi bütçe yatırım ödeneğinin payı yüzde 22,34 oranında ayrılırken, bu oran 2023 yılında yüzde 12,65’e geriledi.

Açık öğretimde 2,5 milyona yakın öğrenci bulunuyor.

2021 yılında 1 milyon 452 bin 331 olan açıköğretimde öğrenim gören öğrenci sayısı 2022 yılında 1 milyon 738 bin 198’e yükselirken; 2022-2023 eğitim-öğretim yılında ise 608 bin kişi artarak 2 milyon 346 bin 654’e ulaştı.

Eğitim artık güçlü bir iş.

2022-2023 eğitim-öğretim yılında okul öncesi, ilk ve ortaöğretim kademelerinde toplam 19 milyon 904 bin 679 öğrenci örgün eğitim aldı. Toplam 75 bin 19 eğitim kurumu arasında devlet okulu sayısı 60 bin 734 (%81) olurken, özel okul sayısı ise 14 bin 281 (%19) olarak kaydedildi.

Kamu yatırımlarında eğitime ayrılan payın azalması, eğitimi ‘anayasal bir hak olarak ücretsiz sağlanması gereken bir kamu hizmeti’ olmaktan çıkardı. Sonuçta kaliteli eğitime erişim ve eğitimde başarı, çoğunlukla üst orta sınıf ailelerin çocuklarının özel okulları tercih etmesi meselesi haline geldi.

Yoksul çocuklar okulu bırakıyor.

2020 yılında eğitim harcamalarının yüzde 74,7’si devlet tarafından finanse edilirken, 2021 yılında bu oran yüzde 72,5’e düştü. Bu bağlamda hane halkı harcamalarının eğitim harcamaları içindeki payı 2020 yılında yüzde 20’den 2021’de yüzde 22’ye yükseldi. zorunlu eğitim maliyetinin beşte birinden fazlası aile bütçelerinden karşılanmaktadır.

Hanehalkının eğitim harcaması 2011 yılında 13 milyar 782 milyon iken 2021 yılında 5,5 kat artarak 75 milyar 774 milyon TL’ye ulaştı. Devletin eğitime harcadığı bütçe nominal olarak artmasına rağmen GSYH içindeki oranı sistematik olarak düşüyor. İlgili tüm veriler, kamusal eğitime ayrılan bütçenin her geçen yıl daraldığını, anayasal bir hak olan ücretsiz eğitimin maliyetinin hanelerle paylaşıldığını gösteriyor.

Yoksulluğun derinleşmesinin de etkisiyle eğitimin hane halkı üzerindeki mali yükü, giderek daha fazla öğrencinin çocuk işçiliği ve/veya çocuk yaşta evlilik gibi sorunlarla karşı karşıya kalmasına ve dolayısıyla okuldan ayrılmalara yol açmaktadır.

Dört çocuktan biri okula aç gidiyor.

Gıda enflasyonunun bariz bir sonucu olarak çocuklar sadece evde değil okulda da yetersiz besleniyor ya da beslenemiyor ve derslere aç gidiyorlar. Nüfusun dörtte birinden fazlasını (%27) oluşturan çocukların dörtte üçü okul çağında olup, okul çağındaki çocukların en az dörtte birinin okula aç gittiği tahmin edilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu